doctor who illuminati -3-

selm millet. doctora devam....

ülkemizin genç ve illuk meraklısı gençleri genelde tek göz felan peşinde koşar. işin felsefesiyle ilgilenmezler..

 bu dizide de (birçoğunda olduğu gibi)  örgütün temel felsefesinin bir düalite yaratılarak(aynı matrixte olduğu gibi) kısım kısım zihne yerleşmesi söz konusu. yani insanlara enjekte edilmek istenen temanın iki kısma dağıtılarak iyi-kötü ikilemi içinde kısmen bilinçaltına işlenmesi.

 doctor'un düşmanı dalekler kötü, tek gözlü, master reptil gözlü, düşmanlar hep illuk temalı.  doktorumuz ise iyi, özgür, aydınlanmış ve hiçbir mistik-dini inanca sahip değil. master ateist(aydınlandığı için).

bıyrın tek gözler(liselilere özel :)))


rose(doktorun efsane yardımcısı) ilk sezonun ilk bölümünde doktorla tanıştıktan sonra meraklanıp int. den araştırıyor. ama arama motoru google değil. horusun gözü felan. tek göz buluyor doktoru.


dünya bu bilgi üzerine kurulu sanki. zihnini canlı tutmana bakıyor herşey. 



 doktorun şeytanla karşılaşması. tabiki doktor onu çok eski bir ırkın üyesi gözüyle bakıyor. yani tanrısal yönünü reddediyor olayın.







  inancını değiştirmiyor tabiki de. çünkü kendisi mutlak doğru bilgiye ulaşmış, aydınlanmış birisi...


  kendisine ve zaman lordlarına da bir çok ırk tanrı diye tapıyor zaten. yalnız gezen tanrı bile deniyordu doktora biyerde.  çünkü zaman lordları evrenin bütün tarihi boyunca oluşan en üstün ırk. zamana hakim, zamana hükmeder. aslen ölümsüzler.  birtakım savaşlar sonucu 13 hayata mahkum edilmişler. ancak sınırsız hayatı olan others (saf ve en üstün zaman lordu-tanrı bile deniyor büyüklüğüne hitaben) ve genlerini karıştırdığı longbarrow ailesinin üyesi olan doktor , hayatta kalan son zaman lordu olan doktor... evrenin en üstün - en gelişmiş ırkının son üyesi olan doktor...

  kendisi ateist. evreni ve varlığın kendisini yaratan bir tanrının varlığına inanmaz. herşeyi yöneten bir tanrıya inanmaz. bilimsel bilgiye inanır. 


bilim bizce araç - onlarca nihai amaç...

  bu da doktorun en büyük düşmanlarından biri master.  o da bir zaman lordu. reptil gözler (illuk detected).


  zaman lordlarının baş düşmanı daleklerin imparatoru. tek göz...  kendini te tanrı ilan ediyor dizide.

   sahte tanrının huzurunda... diğer dalekler de ''ibadet edin ibadet edin'' gibi bol bol dini inanç sergiliyorlar.


 doktor: iyi
dalekler: kötü

doktor: ateist
dalekler: inançlı.

verilen mesaj; ateist iyi, inançlı kötü.


 liselier için tek göz.
  daleklerin davros
 dalek kaan. tek gözlü. zamanın içini görmüş ve kahin olmuş.


   daha önce bu tek gözlü daleklerin kurduğu sistemi, 51. yüzyılda dünyayı nasıl gizliden gizliye yönettiklerini yazmıştım. 1. sezon finaliydi. aynı şeyleri tekrarlamaya gerek yok. diğer linklere de gözatın.

   http://islakcimenler.blogspot.com/2011/10/selam-millet-doctor-who-ifsaatna-devam.html

  http://islakcimenler.blogspot.com/2011/10/doctor-who-illuminati-1.html 


şimdilik bu kadar. görüşürüz.



 

New Age Yolunda

Nil Gün hanımı bilir misiniz bilmem. trt1 de tgrt de programlar yapmış birisi. kendisi 14 sene amerikada ''hipnoterapi, reiki, NLP, alternatif sağlık, insanpotansiyeli...'' gibi konularda eğitim görmüş birisi. birsürü de kişisel gelişim tarzı, new age temalı kitapları var. çakralardan felan bahseder. ''mutluluk içinde'' benzeri yazıları var. yanisi Ahmet Maranki gibi son zamanlarda sayıları büyük bir hızla çoğalan, doğu dinlerinin inanç ve ibadet benzeri yöntemlerinin(yoga, meditasyon, çakralar, yin-yang, auralar vs...) bilimle entegre edilmesiyle oluşan  kozmik bilim, alternatif bilim gibi batı biliminin genelde karşı durduğu alanlarda insanları medya desteğiyle yönlendirmeye başlayan uzmanlardan birisi kendisi.


ben bu tarz insanları tehlikeli buluyorum. Marankiyi bizim millet sever sayar. onun kitabını alıp okumuştum iyice. kitaplarında hep meditasyon tarzlarından, çakraların nasıl açılacağından, bu tarz konulardan bahsediyor. belagatı bayaa iyi seviyede. kitaplarında örnek vereyim '' bazen gökyüzüne baktığımızda gözümüzün önünde minicik şeffaf kürecikler titreşir,hareket eder. onlar enerji kürecikleridir. bizler onları absorbe ederiz.yaşam enerjisinin yapıtaşlarıdır vs. vs....'' ''loş ışık altında birisine veya aynada kendimize bakarsak auramız farkedilir, görülür'' gibisinden göz yanılması ile, göz içi sıvısının kompozisyonu vs. gibi bilimum şeylerle de açıklanabilecek şeylerden kesin bir dille bahseder. ben o kadar uğraştım açıkçası, aura görmedim. gözüyle birebir birisinin aurasını gören varsa paylaşsın lütfen.

buyrun buradan bakın:

 http://www.maranki.com/256_Aura-%28Enerji-Alani%29-Sistemi.html


(derin bir nefes alın, zihninizi boşaltın, imajine edin, düşünün yapacaksınız. olacak. sabır ve özveri gerektirir. belki göbeğiniz çatlayacak ama olacak. sen süper insansın, uçarsın göçersin, telepati , telekinezi vs. vs.. çakrala.....anladık yeter)

binlerce sene nirvana denen insan-tanrı moduna ulaşmak için çakralarını açmaya çalışan,  tanrıya inanmayan budistler, onca ilahi din gelmesine rağmen doğruyu, gerçek olanı, en iyi yöntemi, Allah'ın gönderdiği dinlere rağmen kendileri mi bulmuş? binlerce yıllık insanlık tarihinin süzülmüş, olgunlaşmış birikimi olan ilahi dinler boş muymuş yani?

 bu kişiler bence dünyadaki ilahi ve ilahi olmayan dinler arasında bir köprü kurmaya çalışıyor. dinler arasındaki sınırları yumuşatabildikleri kadar yumuşatıyor. 

 tıpkı diyalog adı altında islam ve eski dinler arasındaki sınırları yumuşatanlar gibi.

artık kaç kere söylememiz gerek bilmiyorum. new age dini altında bütün dinlerin yumuşatılıp birleştirilmesi hedefleniyor. 


TEK DİN, tek millet, tek devlet, tek hükümdar....


 illuminatinin dünya nüfusunu uzun vadede 500 milyonun altına taşımak istediği kaynağı belirsiz aydınlık tabletlerine yazılmıştı. 

neyse tekrardan dönelim Nil Gün'e.

ocak 2011 de sabah gazetesine röportaj veriyor :
''
‘Geleceği Hatırlamak” adlı kitabınızı anlatır mısınız?
Bu kitap, dünyamızın içinde bulunduğu vahim durumu anlatıp geleceğimizi kurtarmakla ilgili bir bakış açısı sunuyor. Milyonlarca yıldır bu gezegende sayısız tür yok olmuş. Açgözlülüğümüz ekolojik dengeyi bozuyor. Aşırı nüfus artışı ve ölçüsüz tüketimle doğayı sömürüyor, kendi sonumuzu hazırlıyoruz.
Daha yüksek bilinç seviyesine sahip yeni bir insan türü olan ‘Homo Novus’lar 70′li yıllardan itibaren doğmaya başladı. Sayıları gittikçe artıyor. Kitapta ‘Homo Novus’ insanı ve pozitif geleceği seçersek yakın geleceğimizin dünyasının nasıl olacağını anlatıyorum. (Homo novus, ona göre homo sapiensten sonra gelecek tür)

......

Peki sizce bu durumdan ne zaman kurtulacağız?
Artık zaman doldu, uzatmaları oynuyorduk, onlar da bitti. Şu anda inişteyiz. 10 yıl sonra bu dünyanın çehresi tümüyle farklı olacak. 2120 yılında dünya nüfusunun 500 milyon ile 2,5 milyar arasında olacağını öngörüyorum.

   ''

hayvan olduk vesselam...


türümüzün sonu  geliyormuş millet. bir sonraki evrimsel basamak olan homo novuslar gelecekmiş. hatta aramızdalarmış.



neyse boşverin bunları.

ne diyor kendisi;  2120 de nüfus 500 milyonlara kadar düşebilir.(yüzde doksanımız yakında ölecek!)

valla bu teknolojik gelişim hızıyla, bu medeniyet ilerlemesiyle o biraz imkansız.  tabiki  nükleer bir dünya savaşı çıkarmazlarsa. nüfusun 100 senede o kadar düşebilmesi için olağan dışı şeyler gerek. savaş gerek, tedvisi imkansız süper salgınlar gerek.

ya günümüz insanı çölde bile tarım yapmanın yöntemlerini bulmuş vaziyette, onu geçtim marsa koloni kurmanın planını yapıyor. mars lan! sahra çölü halt etmiş yanında! ve dünya kaynakları 12 milyarı besleyecek düzeyde.( gelir dağılımı dengelenirse).